Türkiye’nin, ekonomiden sağlığa, market alışverişinden teknoloji kullanımına, ulaşımdan eğitim hayatına kadar geniş bir yelpazede Çin Halk Cumhuriyeti ve Çin toplumu hakkında güncel yaşama dair doğru ve güvenilir bilgi almasını hedefliyoruz.
Röportajlarımızda Çin’i, Çin’de yaşan Türklerden kendi cümleleri ile dinliyoruz.
İlk röportaj konuğumuz başkent Beijing’de Çince öğretmenliği alanında yüksek lisans eğitimi alıyor...
Öncelikle seni tanımak isteriz. Ne zamandan beri Çin’de yaşıyorsun?
Adım, Setenay Su Çağlayan. 2024 Eylül ayından bu yana Beijing Dil ve Kültür Üniversitesi’nde (BLCU - Beijing Language and Culture University), Uluslararası Çince Öğretmenliği alanında yüksek lisans yapıyorum.
Neden Çince?
Çince hem çok güzel bir dil, hem de tarihi açısından çok ilginç bir dil. Ancak benim Çince öğrenme hikâyem biraz mecburi sebeplerden dolayı başladı. Ben küçükken annem bir süre Çin’de çalıştı. 2012 yılında biz Çin’e geldik. Annem, Çin Uluslararası Radyosu’nda (CRI) çalışıyordu. Dolayısıyla ben de ortaokulu o yıllarda burada, Beijing National Day School’da okudum ve mezun oldum. Daha sonra Çince alanında uzmanlaşmaya karar verdim ve Türkiye’de Okan Üniversitesi’nde Çince Mütercim Tercümanlık bölümünü bitirdim.

Çin’e geldiğinde beklentilerin ile ne kadar örtüştü? Özellikle, yüksek lisans için 2024’te tekrar geldiğinde nasıl bir Çin ile karşılaştın? Ortaokul yılları ile kıyasladığında neler söylersin?
Çin o yıllarda da bana çok ilginç gelmişti. O zaman tabii daha çok Türkiye ile kıyaslamıştım. Çin, çok hızlı gelişen ve değişen bir ülke. Yüksek lisans eğitimi için tekrar Çin’e geldiğimde gerçekten çok şaşırdım. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Her alanda çok değişmiş ve aşırı gelişmiş.
Çince biliyorsun, burada okudun ve halen eğitimine devam ediyorsun. Buna rağmen zorlandığın anlar oluyor mu?
Yani, tabii oluyor. Ben şu an uluslararası bir okulda okuyorum. Sadece Çinli arkadaşlar ile değil, başka uluslardan arkadaşlarımla da iletişim kuruyorum. Gerçi, benim şöyle bir özelliğim var; Ben, genellikle Çinli arkadaşlarım ile daha iyi anlaşırım. Diğer ülkelerden yabancı arkadaşlar ile bazen, bir takım anlaşmazlıklarım olabiliyor. Tabii ki, hepimizin kültürleri farklı. Dolayısıyla zorlanma değil ama bir alışma sürecim olduğunu düşünüyorum. Çin’e 2012 yılında geldiğimde annemle birlikte yaşıyordum. Ancak şimdi yurtta kalıyorum ve bu durum herkes için biraz zor. Benim de herkes gibi bir alışma sürecim oldu sadece.
Peki, eğitim sistemlerini değerlendirmeni istesem? Türkiye’de üniversite okudun şimdi üzerine Çin’de yüksek lisans yapıyorsun. Eğitim açısından nasıl değerlendiriyorsun?
Türkiye’de okurken Çinli hocalarımdan eğitim alma fırsatım oldu. Burada da Çinli hocalardan eğitim alıyorum. Şu gözlemledim; Sahip oldukları bilgiyi en iyi şekilde size verme gayreti içindeler. Yani en mükemmel ve en ince ayrıntısına kadar size bu bilgiyi aktarma çabasındalar. Tabi Türk hocalarımızda öyle muhakkak ama Çinli hocalarımızda böyle bir ekstra özveri olduğunu gözlemliyorum. Sanki kendileri bunun için yaşıyorlar gibi bir şey.

Peki, Çinli öğrenciler ile yabancı öğrenciler arasında derse ilgi, katılım ya da dersteki dikkat açısından neler söyleyebilirsin?
Çinli öğrenciler daha fazla ders seçerek daha fazla şey öğrenmek istiyor. Birçoğu seçtiği alanda en gelişmiş, en mükemmeliyetçi yaklaşım içinde. Tabii istisnalar mutlaka vardır ama benim gözlemim bu yönde. Yani hep alanında en iyisi olmaya çalışan öğrencilere denk geldim.
Çalışkanlar mı?
Çalışkanlar, aynen öyle. Hep daha çok bilgiye ulaşmaya çalışıyorlar.
Tembellik yapmıyorlar, diyorsun…
Mutlaka yapıyorlardır. Sonuçta öğrenci psikolojisi açısından baktığımızda bütün öğrenciler tembellik yapar ama biraz da kendi bölümüm açısından düşündüğüm zaman, bizim bölümde zaten 32 kredi, toplam 16 ders zorunlu. Yani bu dersleri almak zorundasınız, kredi zorunluluğu var. Ancak Çinli arkadaşlarımda ekstra bir gayret ve o dersi en ince ayrıntısına kadar öğrenme çabası görüyorum.
Peki, ortaokul döneminde de sınıf arkadaşların böyle miydi?
Ortaokul döneminde bizim okulda uygulanan ders programı şu şekildeydi; Sabah erkenden okula gidiliyor, gece en az saat 20:00-20:30’a kadar ders ve gece çalışmaları yapılıyordu. Hatta net hatırlıyorum, Wǎnzìxí (晚自习) diyorlardı. Yani etüt yapılıyordu. Çalışmak zorunda olduğunuz bir şeyi yani o derse çalışılacak zaten.

Türk olarak Çin’de zorlandığın bir şey oldu mu? Örneğin Çin yemekleri v.b...
Hayır olmadı. Sadece şu sıralar baharatlara karşı bir hassasiyetim var. Yoksa her şeyi yiyebilirim, yani çok seviyorum Çin yemeklerini. Türkiye’deyken, ailem ile vakit geçirirken “mutfağa gireyim de şu Çin yemeğini yapayım” falan diyen bir insanım. Çok seviyorum Çin mutfağını.
Hangi Çin yemeğini yapıyorsun?
Örneğin, Gōng Bǎo Jī Dīng (宫保鸡 – Kung Pao Tavuğu) gibi basit ama lezzetli yemekleri yapıyorum. Ancak itiraf edeyim Çin yemeklerini yaparken tarif için yemek videoları izliyorum.
İki toplum arasında kültürel açıdan gözlemlediğin farklılık ya da benzerlikler neler?
Çinliler yemeklerini genellikle tatlı yapıyorlar, biz ise şeker koymuyoruz yemeklere. Yine, meselâ sarımsak. Çinliler de Türkler de çok tüketiyor. Bu bir benzerlik olabilir ama sarımsaklı yoğurt kültürlerinde yok, bizde var. Yoğurt yiyorlar ama genellikle şekerli tüketiyorlar şekersiz yoğurt az bulunuyor. Bir Türk olarak yoğurt yemeği çok seven bir insanım. Çin’de ilk şekersiz yoğurt bulduğumda çok sevinmiştim.
Peki, Türk mutfağından en çok neyi özlüyorsun?
Çok özlediğim bir şey yok aslında. Ben o açıdan Çin’de yaşayabiliyorum. Türkiye’den farklı olarak, örneğin bizde Çin yemeği bulmak zor olan bir şey, fiyat olarak pahalı. Ancak burada nispeten uygun fiyatlara Türk yemekleri bulabiliyorsun. Dolayısıyla o açıdan bir sıkıntı çekmiyorum ama annemin yemeklerini özlüyorum tabii…

Peki, Türk kültürüne dair bir şeyler paylaştığında Çinli arkadaşların şaşırdığı oluyor mu?
Genellikle yoğurdu şekersiz yememize çok şaşıran oldu. Bir keresinde arkadaşlarımla birlikte bir restorana gitmiştik. Biz Türkler çok yoğurt yeriz. Herkes bir kâse cacık söyledi ki, kâselerde öyle çok büyük değildi. Herkes kendine birer tane söyleyince garson buna çok şaşırdı. Garson ortaya bir kâse cacık getirdi. Adama, “herkese birer adet söyledik” dedik, “nasıl yani” dedi. Yani yoğurt sevdamız karşısında epey şaşırmıştı.
Ailen ve Türkiye’deki arkadaşların ile bağlarını nasıl koruyorsun, düzenli görüşebiliyor musun?
Arkadaşlarımla genelde sosyal medya üzerinden haberleşiyoruz. Ailem ile de sık sık konuşuyoruz, yazışıyoruz veya görüntülü ya da sesli arama şeklinde görüşüyoruz. Çok sık görüşüyoruz.
Mezun olduktan sonra Çin’de kalmayı düşünür müsün?
Evet düşünüyorum. Hatta şu an burs için başvurmayı ve sonrasında burada doktora yapmayı planlıyorum.
Çin’de yaşamak sana ne kattı ya da seni nasıl değiştirdi?
Özellikle son gelişimde, Beijing Dil ve Kültür Üniversitesi’nde okumanın bana çok katkısı oldu. Çünkü dünyanın dört bir tarafından gelen öğrenciler ile birlikte okuyorum ve sadece Çini değil o öğrencilerin ülkelerini de tanıma fırsatı buluyorum. Bir olaya, bir soruna onların bakış açılarından da bakmaya başladım artık. Bu, bence çok güzel bir şey. Çünkü insanların farklı bakış açıları olabiliyor ama eninde sonunda belli bir ortak noktada buluşabiliyoruz.

Çin’de yaşamak ile ilgili en çok neyi seviyorsun?
Benim arkadaşlarımın çoğu burada yani sosyal açıdan burada daha rahatım. Aslında Türk arkadaşlarımın çoğu burada. Çinli arkadaşım şu an çok yok ama burada sosyal hayatta daha rahatım.
Kısa bir anketimiz var. Sorularımıza 1 ilâ 10 arasında bir puan vermeni isteyeceğim. 1 en kötü, 10 en iyi gibi düşünebilirsin. Hazır mısın?
Hazırım.
Çin'deki genel yaşam kalitesinden ne kadar memnunsun?
Memnunum, 10.
Şu anki iş/kariyer durumundan ne kadar memnunsun?
Yani şuan 10 ama ileriye dönük başvurular falan planlama aşamasında olduğu için umarım benim için en iyisi olur. Ancak şu an için 10.
Çin toplumuna uyum sağladığını düşünüyor musunuz?
Duruma göre değişen bir şey bu ama yanıtım 10.
Çin'de ulaşım sistemi ve altyapıyı nasıl değerlendiriyorsun, memnun musun?
Memnunum 10. Hani 11 olsaydı 11 derdim ama 10.
Çin mutfağına ve yemek alışkanlıklarına ne kadar uyum sağladın?
Buna da 10 demek istiyorum ama şöyle… Ben elimde olsa her şeyi yerim ama bazı hassasiyetlerimden dolayı yiyemediğim yemekler oluyor ama 10 yani. O da baharattan kaynaklanıyor.
Günlük yaşamda Çince iletişim kurabilmekte ne kadar rahatsınız?
Genelde 10 ama bazen 9 -8 olduğu oluyor. Yani aksanlardan kaynaklanıyor. Değişik bir aksan ile karşılaştığımda karşı tarafa “anlamadım”, “tekrarlar mısınız” dediğim oluyor.
Çin'de kendini ne kadar güvende hissediyorsun?
Güvenli 10 tabii. Şüphesiz 10.
Çin'deki sağlık hizmetlerinden memnuniyet düzeyin nedir?
O da 10.
Burada sağlığın ile ilgili bir sıkıntı yaşadın mı?
Yaşadım ama her seferinde bir şekilde sıkıntım çözüldü. Birçok kez hastaneye gitmem gerekti. Gittiğim hastanede eğer çözemiyorlarsa, “direkt şuraya git, orada sana daha iyi yardımcı olurlar” deyip, beni yönlendirdiler.
Türk kültürüne ve topluluğuna erişim imkânlarından ne kadar memnunsun?
Çok bir araya gelebildiğimizi düşünmüyorum. Gerçi ben de bazen katılamıyorum. O yüzden 7 diyelim.
Son sorum, senin gibi okumak ya da yaşamak isteyenlere Çin’i tavsiye eder misin?
10. Hele ki Çince alanında gelişmek ve o alanda ilerlemek istiyorlar ise kesinlikle gelsinler Çin’e.
Çok teşekkür ediyoruz Setenay.
Ben teşekkür ederim.
Hibya Haber Ajansı
